26 Haziran 2013 Çarşamba

DAĞLAR

Dağlar..Yüreğiniz nasıl dağlandı ki tuşa geldiniz..Hayatı yüzyüze yaşamaktansa, gözlerinizi göğe verdiniz.. Nasıl bir ızdıraba düçar oldunuz ki...Yığın yığın oldu bedeniniz..Okyanuslar sizin gözyaşlarınız mı? Ormanlar, umutlarınız; hayvanlar, yegane sırdaşınız mı?Sizi bu kadar güçlü kılan, acılarınız mı? Sizin de var mı aranızda fısıldadığınız, anonim sözleriniz? ''Dışı seni yakar, içi beni...'' misali.. Acıdan yükseldiğiniz için mi, zordur zirvelerinize varış..Bunun için mi intiharlar yüksekten olur? Size tırmanışı hobi edinenlerin, gerçekte fobileri nedir? Düşmekse düşmek, yeter ki acıdan mı olsun düşüşlerimiz? Ferhat, dağları delerken, Asl/ı, sizin yüreğinizde mi saklıydı?Bunun için miydi Nebi'nin sizden birine sığınması? ''O bizi sever, biz onu..'' diyebilecek kadar kendinden sayması..Cebrail dağlara mı inerdi? Orada mı sıkması gerkirdi Ademoğlunu,, tam da yüreğinden? Orası mıydı, hayatın en saf ve temiz sayfalarının okunacağı mekan?İbrahimii bakışlarınız, gökyüzüne döndükten; geceyi gündüze, gündüzü geceye kardıktan sonra mı vardınız nihai hedefe?? Ses verin DAĞLAR!! Kendi sesimin aksi/ni duymaktan yoruldum...Bana yüreğinizden gönderin kelimeleri..Bu sorular son bulsun...Bir HİRA sıcaklığında, yüreğim tavını bulsun..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder