26 Haziran 2013 Çarşamba

ÖYLE İŞTE AMA ÖYLESİNE DEĞİL..

Öyle biri geçer ki hayatınızın üzerinden, hayatınıza girdiği anda, Kendinizi Cennet'te sanırsınız.. Ve öyle zamansız, öyle mekansız, öyle selamsız sabahsız bir gidişle gider ki, siz öylece kalırsınız.. Bir daha kıpırdamak dahi istemezsiniz yerinizden.. Aylarca, ciğer kavurursunuz, göğüs kafesinizde... Zaman geçer, ama acınız, sadece sinsi bir uyku gibidir yüreğinizde.. Uyanması için, bazen bir şiir, bazen bir şarkı, bazen herhangi bir yerde duyulan bir söz yeterlidir.. Hatta kimi zaman tetikleyen hiçbir şey olmaz ortada ama düşüverir can evinize.. Sizi bu kadar yakan acıya, lanet edemezsiniz.. Çünkü, zaten bu derece yanmayı bilenler, yakmayı hiç becerememiştir... Seyredersiniz etrafınızdaki sevda yangını yürekleri.. Kimisinin yüzeyselliğini hissedersiniz ve hiç dokunmaz.. Ama kimisinin yangını o kadar sahidir ki, başlarsınız dip köşe hatıraları yeniden alevlendirmeye.. Aklınıza sığdıramazsınız, gidişini.. Yüreğiniz zaten almamaktadır. İşin aslı, ona kadar hayatınızdan geçenler sadece birer ayrıntı, ondan sonrası ise sizin son çırpınışlarınızdır. Dokunmaz hiçbiri yüreğinize, dokunduğu kadar ve dokunduğu gibi.. Ve dokunmaz hiçbir gidiş, onun gidişi gibi.. Hayat, ayrıntılarda gizli değildir.. Tema neyse, hayatta onun açılımıdır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder