26 Haziran 2013 Çarşamba

YETMİYOR

 Bilmek yetmiyor insana.. Bilinmek de gerekiyor.. Herkesin hayatından, güven zedeleyenler gelip geçiyor.. İnsan, kendi yüreğine yakışanı bulmak için, yeniden ve yeniden güvenebilmek için tutunacak bir dal buluyor ya da bulmak istiyor.. Aslında, kendi içinde, bunun faydasız bir uğraş olduğunu fısıldayan ses, kalbinin kulaklarına geliyor ama bu sesi bastırabilmek için avaz avaz bağıran kalp, her seferinde kazanıyor. Ama ne kazanmak??!!
Sanırım, bu güven olayının tohumları, Adem'le başlayan bir takvime bağlı... Allah'ın adını kullanan şeytandı, O'nu da yasak meyveye meylettiren.. Cezası, Cennet'ten dünyaya yolculuk olan, çetin bir sınav.. Şimdi, biz Allah'ın kulları, dünyadan Cennet'e gidebilmenin yollarını arıyoruz..
Bu aralar, o yasak meyvenin ne olduğunu düşünür oldu yüreğim.. Acaba, her insanın zaaflarına göre mi ad alıyor?? Bilinmez. Ama kuvvetle muhtemel diye düşünüyorum.. Çünkü, her insanın zaafları farklı, Cennete giden yolları da farklı olmalı..
Bütün bunların farkında olarak, aynı kısır döngünün içinde yaşamak, insanın başını döndürüyor..
Topraktan yaratılan bedenin, kalp kısmının, hangi toprağa denk düştüğünü bilmek isterdim.. Belki, oraya bir tohum gibi ekebilsem kalbimi....... Belki...
Galiba, güven dalının kırılması kendimizden ziyade, karşımıza çıkan insanlara haksızlık yapmamıza sebep oluyor.. O güveni hak ettiği halde, onların ateşine yananların, hakkı nasıl ödenecek??
TOPRAĞIM!! Diyerek, toprağına karışabileceğimiz insanları, Rabbimin karşımıza çıkarması duası ile.. Samimiyetle kalın..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder